neden disiplinli olamıyorum?
"bilgisayar oyunları oynamaktan, uzun saatler boyunca youtube izlemekten ve gece yarılarına kadar internette ve sosyal medyada gezinmekten zevk alıyorum ama daha sorumluluk ve öz-disiplin sahibi biri olmak isterdim. ne zaman kendimi değiştirmek hakkında düşünsem, daha ciddi bir zihin yapısına giriyorum ve şu an sahip olduğum tüm zevkten, eğlenceden ve rahatlıktan olacakmışım gibi hissediyorum. birgün değişmem gerektiğini biliyorum ama hiçbir zaman buna hazır hissetmiyorum.“
aslında içten içe değişmen gerektiğini biliyorsun. tüm hayatının böyle geçmesi durumunda ilerde seni berbat bir hayatın beklediğini biliyorsun. çünkü tüm hayatını sosyal medyada geçirmek eğlenceli olsa da ne iyi bir kariyer yapmanı sağlıyor ne de faydalı işler yapıp para kazanmanı.
iyi de neden kolay bi şekilde değişemiyorsun?
çünkü beyninde bir maliyet-yarar devresi var ve sürekli hesap yapıyor. bu devre mesela “şu an tuvalete gitmelisin zira 3 saat otobüste olacaksın” diyor. şu an tuvalete gitmek istemesem de ileride tuvalet ihtiyacımın maliyetinin yüksek olacağını hesaplıyor. bu temel devre, açlık, susuzluk gibi her türlü fizyolojik sinyali işleyen oldukça eski bir devre ama soyut şeyler de yapıyor. "bugün çalışmanın maliyeti nedir, bilgisayar oyunu oynamanın getirisi nedir?" diyor mesela. "o kadar çaba gösterip sonra hayattan zevk alacağıma neden şimdi zevk almıyorum?" diyor. aslında haklı.
"bugün dopamin alabiliyorum, neden gelecekte alacağım belirsiz bir ödül için şimdi acı çekeyim ki?" diyor.
çünkü sen sosyal statünü yükselttiğinde, saygı ve itibar gördüğünde, değerli bir iş yaptığında, insanlar çalışmalarını taktir ettiğinde bu sana zevk veriyor olacak. ama iyi de şu an zaten reels kaydırarak zaten zevk alıyorsun. neden o kadar çaba harcayayım aynı şeyi bu basit şeyi yaparak alabiliyorken?
ama işte tam da burada, rekabetçi ilgi dediğimiz şey devreye giriyor. yani, mevcut zevklerimizden daha güçlü bir şekilde istediğimiz bir şey. tıpkı afyon bağımlısı bir hastanın, bağımlılıktan kurtulmak için acı verici bir süreci göze alması gibi.
şimdi kendine sor: gerçekten değişmek istiyor muyum? eğer cevabın hayırsa, bu normal. ama peki ya "değişmek istiyor olmayı istiyor ister miydim?" eğer bu soruya cevabın evetse, işte burası çok önemli bir nokta.
çünkü günümüzde isteklerimizin çoğu dışarıdan geliyor. reklamlar, sosyal medya, çevre... hepsi sana ne istemen gerektiğini söylüyor. peki ya gerçekten ne istiyorsun?
işte sana bir öneri: bir liste yap. bu listede olmak istediğin insan için yapman gereken şeyleri yaz. sonra bu listeyi gözden geçir. hangileri gerçekten senin isteklerin, hangileri dışarıdan empoze edilmiş?
bu küçük listeden bir şey seç ve ona odaklan. ama dikkat et zihnin sana "bu kadarcık şeyle mi değişeceksin? ya hep ya hiç!" diye bir tuzak kuracak. bu tuzağa düşme.
küçük adımlarla başla. spor yapmak mı istiyorsun? eve iki dambbell al ve başla. önemli olan, gerçekten istediğin şeye doğru küçük de olsa adımlar atmak.
sonuç olarak, değişime hazır olmaman normal. ama değişmek isteyen biri olmak istiyorsan, işte yol haritası şu: gerçekten istediğin şeyleri belirle, küçük adımlarla ilerle ve zihninin tuzaklarına karşı uyanık ol.
unutma, disiplin bir anda kazanılan bir şey değil, zamanla geliştirilen bir beceri. ve sen, bu beceriyi geliştirme yolculuğuna çıkmaya hazırsın.